Yevm~اليوم sözcüğü, Türkçe'ye "gün" olarak çevrilebildiği gibi, "devir" olarak da çevrilebilir. Çünkü Arapça'da yevm sözcüğü, hem "gündüz ve geceden oluşan 24 saatlik bir devir [gün]" anlamına, hem de genel olarak "devir [hangi müddet olursa olsun, zamandan bir müddet]" anlamına gelir. [el İsfehani; el Müfredat] Nitekim Secde/5'de, 1.000 senelik bir yevm'den, Me'âric/4'de ise 50.000 senelik bir yevm'den bahsedilmek sûretiyle, yevm sözcüğünün belirli bir ölçüdeki "devir"i değil de genel anlamda bir "devir"i ifade ettiği Kur'ân tarafından da teyit edilmiştir.
Eğer yevm sözcüğü, Kur'ân'a uygun olmayarak "24 saatlik gün" anlamında kabul edilirse, evrenin ve yeryüzünün 6 "yevm"de yaratıldığını söyleyen Kur'ân âyetleri de [A'râf/54, Hûd/7, Yûnus/3, Furkân/59, Secde/4, Hadîd/4] yanlış anlaşılmış olur. Çünkü bu takdirde söz konusu âyetlerden, evrenin ve yeryüzünün her biri 24 saat olan 6 günde yaratılmış olduğu anlaşılır ki, daha güneşin ve dünyanın varlık âleminde olmadığı, yani gece ve gündüzden oluşan 24 saatlik bir gün'ün evrende mevcut olmadığı bir dönemdeki yaratılışa ait sürenin, güneş, dünya ve insanlar var olduktan sonraki döneme ait bir ölçü ile ifade edilmiş olması mantıklı bir ihtimal gibi gözükmemektedir. Zaten bilim de, evrenin ve yeryüzünün oluşumuna dair elde ettiği bulgular sonucunda kabul ettiği kuramlarla bu süreyi "milyarlarca yıl" ile ifade etmektedir. Dolayısıyla âyetteki altı gün'ün, "altı devir" olarak anlaşılması gerekir.
Yevm sözcüğünün buradaki anlamının "devir" olarak kabulü, bize Kur'ân'ın bir mucizesini daha görme imkânı vermektedir. Bilindiği gibi günümüz itibariyle elde edilmiş kozmolojik bulgular, evrenin [dolayısıyla dünyanın] bir takım evrelerden geçerek bugünkü durumuna geldiğini göstermektedir:
Genişleyen evren modellerinin hemen hepsi, evrenin yaşam öyküsü üzerinde uyuşmaktadır. ... Başlangıçta evren, sıcaklığı K gibi olağanüstü yüksek proton, nötron, elektron, pozitron ve nötrino gibi temel parçacıklardan oluşmuş, sonsuz yoğun bir ortamdı. Bu ortama enerji egemendi. … Patlamadan 100 saniye kadar sonra sıcaklık K'e düşmüş ve temel parçacıklar daha ağır çekirdekleri oluşturmak üzere birleşmeye başlamıştır. ... Bundan sonraki 1.000.000 yıl boyunca evren, fotonların kurtulup uzaya yayılamadığı yıldız çekirdeği gibi sıcak ve mat bir yapıda kalmıştır. Bu zaman süresinde sıcaklık yavaş yavaş 3.000 K'e düşmüş, yoğunluk da 1.000 olmuştur. Bu noktadan sonra ışınım uzaya kaçmaya başlamıştır. ... Uzayda yayılan madde, kütle çekimi kuvvetinin etkisiyle kümeler biçiminde toplanmaya başlamıştır. Böylece ışınım çağı sona ermiş ve yıldız çağı olarak adlandırılan yeni bir süreç başlamış, gökadaların ve yıldızların oluşumu gelişmiştir. ... Bu modellerin kanıtlanmasına yönelik araştırmalar, evrenin en uzak geçmişine karşılık gelen en uzak bölgelerinin incelenmesiyle sürdürülmektedir. [Ana Britannica; c. 12, s. 28.]
Keza dünya da bugünkü durumuna bir gaz bulutuyla başlayan ve çeşitli evrelerden oluşan bir süreç ile gelmiştir. İşte Kur'ân, evrenin ve dünyanın "altı yevm"de [devirde] yaratıldığını bildirerek bugünkü bilimsel bulgularla varılan sonucu, yani oluşumun evreler, devirler hâlinde gerçekleştiğini 14 asır önceden ilân etmiş ve bir mucizesini daha gözler önüne sermiştir.
~Sonra duman hâlinde bulunan göğe yerleşti/ egemenlik kurdu da ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" dedi. İkisi de, "Biz isteyerek geldik" dediler. {Fussılet/11}