البرص- الأبرص- الأبرضBARS- EBRAS- EBRAD Kadim lügatlara [ Tac , Lisan, Kamus, es Sıhah] göre " برصBars" sözcüğünün öz anlamı, "karışık renk: bir nokta kırmızı, diğer nokta siyah vs" demektir. Ki atın renklerinin içinde el ayası kadar beyaz noktanın varlığı"ndan gelmedir. Bu " برصbars" sözcüğü, beden üzerinde görülen beyaz lekelerden oluşan hastalığına (abraş/alaca) da ad olmuştur. Kur'an'da Abraş, alaca anlamı verilen " برصBars" sözcüğü geçmez. Kur'an'da (En'âm/49 ve Mâide/110) " الأبرصEbras" sözcüğü geçer. Araplar bu sözcüğü " سأمّ ابرصSammü Ebras" şeklinde kullanır. İki kelimeden oluşan bu ifade, tek bir isim kabul edilir; izafet ve çekime tabi olduğu kabul edilmez. Bu isim, bazen " السامes-samm" bazen de " الأبرصEbras" halinde tek tek de kullanılır. Bu sözcüğün anlamı, "küçük başlı uzun kuyruklu büyük keler zehiri, akrep zehiri" demektir. Kur'an'da geçen işte bu " الأبرصEbras" sözcüğü, "keler zehiri, akrep zehiri" anlamındadır. Maalesef, İsa peygambere mucize izafe edilebilmek için " برصBARS" anlamı verilmiştir. Kur'an'daki ifadeleri bu anlama alırsak, İsa peygamberin "keler ve akrep zehirlenmelerini tedavi ettiği" anlamı ortaya çıkar. Bu sözcük, bilindiği üzere ilk Mushaflarda noktasızdı. Şimdi " صSad" harfi olarak okuduğumuzu " ضDad" harfi olarak da okumak mümkündü. Biz, bir de bu " الأبرصEBRAS" sözcüğünü muhtemel anlam olan " الأبرضEBRAD" olarak da ele alalım. Kadim muteber lügatlara [ Tac , Lisan, Kamus, es Sıhah] göre " الأبرضEbrada" sözcüğünün anlamı "azlık"tan gelir. Ki Araplar bağlarında bahçelerinde ektikleri tohumlardan önce topraktan çıkan, tarıma zararlı olacak, ayıklanması gereken kamış, dikenli ot, vs. gibi yabani otlara " ألأبرضebrad" derler. Sözcüğü, muhtemel bu kıraat üzerinden ele alırsak İsa peygamberin "bağlarda, bahçelerde, tarlalarda ekip dikilen bitkilere zarar verecek bitkileri uzaklaştırdığı, bunun ilmini öğrenmiş olduğu anlaşılır.