" باطلBâtıl" sözcüğün kökü, " بB طT ل L" olup mastarı, " بطْلBatl ve بطلانButlan"dır.
Bu sözcük, lügatlerde "Hakkın (olması gereken şeyin/gerçeğin) karşıtı (olmaması gereken şey/gerçek olmayan şey)" diye ifade edilir. Araplar, bunu "Kanı heder oldu" deyimlerinden getirmişlerdir. Bu deyim, şu demektir: öldürülenin, intikamı ve diyeti alınmadı, heder oldu gitti." [ Lisan, Tac, Kamus]
Bizim dilimizdeki "Yazık oldu, pisipisine gitti, bir işe yaramadı" gibi deyimler "Bâtıl" sözcüğünü net olarak açıklar.
"B T L" kökünün إفعالİF'ÂL babından mastarı olan " إبطالİPTÂL (bâtıllaştırmak)" sözcüğü, "işe yaramaz hale getirmek, boşa çıkarmak, heder etmek" demektir.
Dinde " باطلBâtıl", Allah'ın dininde olmayan, Allah'ın istemedikleri, izin vermedikleri, hakka gerçeğe aykırı olma anlamındadır. Ki "yanlış, asılsız ve ilâhî kaynaklı olmayan inançlar ve davranışlar", باطلBâtıl olarak nitelenmiştir.
باطلBâtıl ve türevleri Kur'an'da 36 kez geçer. Bu âyetlerden bazıları:
118Böylece hak yerini buldu ve Firavun ve ileri gelenlerin bütün yaptıkları boşa gitti, işe yaramadı. (A'raf/118)
17Allah, gökten bir su indirdi de vadiler, kendi ölçüsünde sel olup aktılar. Sonra da sel, suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi. Bir zînet eşyası veya bir yarar sağlamak için, ateşte erittiklerinin üzerinde de benzeri bir köpük vardır. –Allah, hak ve bâtılı böyle örnekler.– Sonra köpük atılır gider, insanlara yararı olan ise yerde kalır. İşte Allah, örnekleri böyle verir. (RA'd/17)
62İşte bu, şüphesiz Allah'ın, hakkın ta kendisi olması ve ortak koşanların O'nun astından yakarıp durdukları şeylerin bâtılın ta kendisi olması ve şüphesiz Allah'ın yüceler yücesi olması, en büyüğün Kendisi olması nedeniyledir. (Hacc/62)
41,42Şüphesiz Öğüt/Kur'ân kendilerine geldiğinde onu bilerek reddeden kimseler... Ve şüphesiz o Öğüt/Kitap, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, övülen, övgüye lâyık bulunan tarafından indirilmedir. Önünden ve ardından/ hiçbir tarafından kendisine bâtılın gelmediği çok şerefli bir kitaptır. (Fussılet/42)
24Ya da onlar, "Allah'a karşı yalan uydurdu" mu diyorlar? İşte eğer Allah dilerse senin de kalbini mühürler; bâtılı yok eder ve sözleriyle hakkı gerçekleştirir. Şüphesiz ki O, göğüslerde bulunan şeyleri çok iyi bilendir. (Şura/24)
264Ey iman etmiş kimseler! Allah'a ve son güne inanmadığı hâlde malını insanlara gösteriş için harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakarak ve eziyet ederek boşa çıkarmayın. İşte onun durumu, üzerinde biraz toprak bulunup da üzerine bir sağnak isâbet ettiği zaman, sağanağın cascavlak olarak bıraktığı kayanın durumu gibidir. Onlar, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Ve Allah, kâfirler toplumuna; Kendisinin ilâhlığını, rabliğini bilerek reddedenler topluluğuna kılavuzluk etmez. (Bakara/264)
188Aranızda mallarınızı da bâtıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bilerek ve günah ile yemek için mallarınızı hâkimlere aktarmayın. (Bakara/188)