Âl-i Imran/ 96. âyette, Mekke yerine Bekke ifadesi geçmektedir. Dilbilimcilere [Bkz. Lisânu'l-Arab, Tâcu'l-Arûs] göre her ikisi de "izdiham" [zahmet çekme, sıkıntıya düşme] anlamı taşımakta, sözcüğün aslı "Bekke" olmasına rağmen zaman içerisinde "be" harfi "mim" harfine dönüşerek "Mekke" olmuştur. (Türkçedeki "ben", "men" gibi)
Bazıları da, "Bekke, Beyt'in yerinin adı, Mekke ise şehrin sâir bölümlerinin adıdır" demişlerdir. Eskiler bu şehre bu ismin verilmesini, "insanların oradaki izdihamlarına", "orada haksızlık, zulüm ve isyana kalkışan zorbaların ezilmesine [yasa uygulanan bir kent olmasına]", "suyunun azlığı nedeniyle sıkıntı vermesine", "oraya gelmek isteyen kimsenin karşı karşıya kaldığı zorluklar dolayısıyla kemikten adeta iliğini çıkaracak kadar sıkıntılarla karşılaşmasına" bağlamışlardır.
Orada mescid yapıldığında Mekke Şehri henüz yoktu. Beytüllah, BEKKE vadisine yapılmıştır.