Kur'an'da birçok yerde geçen " الحياة الدنيا el-hayâtü'd-dünya" tamlaması, meal ve tefsirlerin çoğunda Türkçeye "dünya hayatı" olarak çevrilmiştir. Yapılan bu çeviri "insanların yeryüzünde yaşadıkları hayat" olarak anlaşıldığı ve bu nedenle de yanlış anlamaya yol açtığı için hatalı bir çeviridir.
Kur'an'da 115 kerre yer alan " الدنياDünya" sözcüğü, mu'tell (bünyesinde illetli harf bulunduran bir sözcük olduğundan) " دناوةdenâvet (yakınlık)" kökünden gelmiş olabileceği gibi " دنائةdenâet (soysuz, hakir, basit, işe yaramaz)" kökünden de gelebilir.
Yaşadığımız gezegene ad olan "Dünya" sözcüğü " دناوةdenâvet" kökünden gelmiş olandır. Gezegenimize Arap dilinde "dünya" denilmesi, bize fiziksel olarak yakın olması ve de zaman açısından ahıretten yakın olmasındandır.
" دنائة Denâet" kökünden gelmiş olan "Dünya" sözcüğünün anlamı, "en soysuz, en işe yaramaz, en hakir, en basit" demektir.
Kur'an'da her iki anlamı da görebilmekteyiz. Tamlama olmadan bağımsız olarak yer alan " الدنياdünya" sözcükleri gezegenimizin adı olarak kullanılmıştır ve " دناوةdenâvet" kökündendir. فى الدنيا والاخرةDünya ve ahıret diye ahıret sözcüğü ile birlikte gelen ve " سماء الدنياsemaeddünya gibi izafetle gelen "dünya sözcükleri de دناوةdenâvet kökünden olanlardır. " الحياة الدنياel hayatü'd dünya" gibi sıfat tamlamalarında ise, دنائة denâet kökünün tercihi daha uygun düşmektedir.
"Hayat" sözcüğü ile " الحياة الدنياel hayatü'd dünya" şeklindeki sıfat tamlamalarında "dünya" sözcüğü, üzerinde yaşadığımız gezegen olan Dünya değil, Arapça'da "en soysuz, en işe yaramaz, en hakir, en basit" anlamlarına gelen bir sıfattır. Dolayısıyla bu tamlama da bir isim tamlaması değil, bir sıfat tamlamasıdır. Bu noktalar gözetilerek doğru çevrildiğinde, " الحياة الدنياel-hayâtü'd-dünya" ifadesinden, "ne kadar ihtişamlı olursa olsun, yeryüzündeki hayatın en soysuz, en işe yaramaz, en hakir, en basit" bir hayat olduğunun vurgulandığı anlaşılacaktır.
Nitekim Rabbimiz, En'am/32, Ankebut/64, Muhammed/36 ve Haid/20'de "en soysuz, en işe yaramaz, en hakir, en basit" hayatı, "oyun ve eğlence olarak nitelemiştir. Ayrıca şu örneklemeyi de yapmıştır:
Yunus/24, 25: Kehf/45: