FECR/ 5'te geçen " حجر hicr" sözcüğü, men etmek, alıkoymak anlamındadır. [ (Lisanü'l Arab, "hcr" mad. )] Men edilen, alıkonulan şeyden kasıt ise "akıl"dır. Çünkü Arapçada kişiyi kötülükten men etmesi itibariyle akıla "nuha" dendiği gibi, münasebetsizlikten alıkoyması itibariyle de "hicr" denmektedir. Dolayısıyla ayetteki " ذى حجر zi hicr" ifadesi "tam akıl sahibi" anlamına gelmektedir.
Bu durumda ayet, ilk dört ayette yemin edilerek dikkat çekilen konuların tam akıl sahipleri için Allah'ın varlığına ve tek oluşuna dair ikna edici, sağlam kanıtlar oluşturduğuna işaret etmektedir.
Ayetteki " هلhel" edatı ile yapılmış soru şekline "muhatabı ikrar ettirmek üzere sorulan soru" anlamında "İstifham-ı Takriri" denir. Burada da hakkında yemin edilen varlıkların önemini ikrar ettirmek için sorulmuştur. Sanki Rabbimiz şöyle demektedir: "Şüphesiz bu, akıl sahipleri nezdinde büyük bir yemindir. Akıl ve idrak sahibi olanlar, Allah'ın yemin ettiği şeylerde hayret verici özellikler, O'nun ilâhlık ve birliğini gösteren deliller görürler. Akıllı insanlar içinde bunun aksini söyleyecek bulunur mu, aksi söylenemez". Biz mealde edebî anlamı gösterdik.