إبّلİBBİL [YAĞMUR YÜKLÜ BULUT]
Sözcüğü bu anlamıyla ele aldığımızda Rabbimiz Arabistan ortamındaki suya hasret kimselerin dikkatlerini yağmur yüklü bulutlara çekmiş olmaktadır. Yağmur yüklü bulutların o kimselerin hayatındaki önemi ve bulutların çok uzak yerlerden oluşturulup onların üzerine getirilişi üzerinde düşünmeleri istenmiştir.
Bu anlam, ayetin mesajının Arabistan ortamından çıkarılıp tüm evrene şamil olması açısından tercihe şayandır. Zira suyun buharlaşması, buharın göğe yükselmesi, yoğunlaşması ve sonunda yere düşmesi şeklindeki olağanüstü dönüşümlü sürece çekilen dikkat, deveye çekilen dikkatten daha uygun düşmektedir. Bu anlam aynı zamanda pasajda dikkat çekilen "gökyüzü, dağlar ve yeryüzü" ile de daha uyumlu olmaktadır.
Gökyüzü, dağlar ve yeryüzünün gözlemlenmesi üzerine yüzlerce ayet mevcuttur. Bundan evvelki surelerde bunlardan birçoğu sunulmuştu.
21,22Haydi, öğüt ver/ hatırlat, şüphesiz sen, sadece bir öğütçüsün/hatırlatıcısın. Sen, onların üzerinde bir zorba değilsin.
Bu ayetlerde Resulullah'a asli görevi olan öğütçülük hatırlatılmaktadır. Kimseyi zorla iman için zorlamaması emredilmektedir. Bunca makul delile rağmen hâlâ inanmamakta direnenler varsa, onları zorlayarak inandırmak elçinin görevi değildir. Elçinin görevi onlara doğru ve yanlış yolları göstermek ve yanlış yola gitmenin sonucu hakkında onları uyarmaktır.
Dinde zorlamanın olmayacağı, herkesin inanıp inanmamakta serbest olduğu birçok ayette (Bakara/256, Kehf/29, En'am/149, Kaf/45, Yunus/99, Teğabün/2, Zümer/7, 15, Fussılet/40, İnsan/2, 3, Hud/28, Nahl/9, Secde/13, Maide/48, Nahl/36, 93, Yunus/108, İsra/15, Şûra/20, 48, Hud/15, İsra/18, En`âm/35, Rad/31, Şuara/3, 4'te açıkça belirtilmiştir.