Vahyin ilk muhatapları olan Arapların dikkati yaşam alanlarındaki en önemli hayvan olan deveye çekilmiş, devenin yaratılış özellikleri üzerinde düşünerek Allah'ı tanımaları, takdir etmeleri sonucuna varmaları istenmiştir.
Gözlem yapıldığında, Allah'ın deveyi insana boyun eğdirdiği, küçük bir çocuğun bile deveyi yönlendirebildiği görülür.
Deve birçok hayvanın özelliğini topluca taşır. Rabbimiz, insanlarca yetiştirilen hayvanları çeşitli maksatlardan ötürü; kimini eti yenilsin, kimini sütü içilsin, kimini yolculukta binilsin, kimini de insanların eşyalarını taşısın diye yaratmıştır. Bu hayvanların içinde insanlara süs ve güzellik olsun diye yaratılanlar da vardır. Gerçek şu ki, sayılan bu özelliklerin hepsi de devede mevcuttur. Çünkü eti yenir, sütü içilir, yük taşıtılır, üzerine binilir, dersinden ve yününden istifade edilir. Bu özellikleriyle bölge insanının en gözde varlığıdır.
71Ve onlar görmediler mi ki, Biz şüphesiz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar oluşturduk da onlar, onlara sahip bulunuyorlar.
72Ve onları, kendileri için aşağı tutulan varlıklar yaptık. Bu yüzden binekleri onlardandır. Onlardan yiyip duruyorlar da.
73Ve onlarda daha birçok menfaatler ve içecekler var. Hâlâ kendilerine verilen nimetlerin karşılığını ödemeyip nankörlük mü edecekler?
(Ya Sin/71, 73)
5Hayvanları O oluşturmuştur. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok yararlar vardır. Siz, onlardan bir kısmını da yersiniz.
6Ve hayvanlarda, akşam vakti getirdiğinizde ve sabahleyin saldığınızda sizin için bir güzellik vardır.
7Ve hayvanlar, ancak canınızın bir parçası tükenerek/ çok yorularak ulaşabileceğiniz bir memlekete yüklerinizi taşırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz, kesinlikle çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
8Ve Allah, kendilerine binesiniz, hem de zînet olsun diye, atları, katırları ve eşekleri oluşturdu. Bilmediğiniz şeyleri de O oluşturuyor.
(Nahl/5- 8)
Devenin herkesçe bilinen başka özellikleri de vardır:
Her şeyden önce, vücudundaki her detay ayrı bir yaratılış mucizesidir. Çölün kavurucu sıcağında her türlü canlının en büyük ihtiyacı sudur. Çölde su bulmak ise son derece zordur. Ayrıca uçsuz bucaksız kum denizinin ortasında yiyecek bulmak da su temin etmekten daha kolay değildir. Bütün bu zorluklar, çölde yaşayabilecek bir hayvanın açlık ve susuzluğa çok dayanıklı olmasını gerektirmektedir.
Nitekim deve açlık ve susuzluğa son derece dayanıklı yaratılmıştır. Öyle ki, 50 derece sıcaklıkta tam 8 gün boyunca aç ve susuz yaşayabilir.
Günlerce susuz yaşayabilen deve, bir su kaynağı bulduğunda kendisine uzun süre yetecek miktarda su depo etme yeteneğiyle yaratılmıştır. 10 dakikada vücut ağırlıklarının üçte biri oranında su içebilirler. Bu miktar bazen tek seferde 130 litre suya ulaşabilmektedir.
Açlığa karşı devenin vücudunda özel bir besin deposu yaratılmıştır. Bu depo devenin sırtındaki hörgücüdür.
Hörgüç içinde 40 kiloya yakın yağ depolanır. Bu depo sayesinde deve günler boyunca hiç yemek yemeden yol alabilir.
Çölde bulunan yiyeceklerin çoğu kuru ve dikenlidir. Ne var ki, devenin sindirim sistemi bu zor şartlara da uygun olarak yaratılmıştır. Hayvanın dudakları ve dişleri sivri dikenleri bile rahatlıkla yemesini sağlayacak yapıdadır. Özel bir tasarıma sahip midesi ise çöldeki hemen her bitkiyi öğütebilecek kadar güçlüdür.
Çöller ansızın bastıran şiddetli rüzgârları ile ünlüdür. Bu rüzgârlar genellikle kum fırtınaları şeklinde eserler. Bu fırtınaların savurduğu keskin kum tanecikleri boğucu ve kör edicidir. Yüce Allah, bu güç şartları aşabilmesi için devenin vücudunda yine özel koruma sistemleri yaratmıştır.
Devenin göz kapakları şeffaftır. Bu kapaklar hayvanın gözlerini hem tozdan ve kum tanelerinden korur, hem de gözleri kapalıyken bile ışığı görebilmesini sağlar. Uzun ve sık kirpikleri ise gözüne toz girmesine izin vermeyecek şekilde yaratılmıştır.
Devenin burnunda da özel bir tasarım vardır. Kum fırtınası başladığı anda, burun delikleri özel kapakçıklarla kapanır.
Çölde yolculuk yapan bir araç için en büyük tehlikelerden biri kuma saplanmaktır. Ancak yüzlerce kilo yük taşımasına rağmen deve için böyle bir tehlike yoktur. Çünkü devenin ayakları da çöl için özel yaratılmıştır.
Hayvanın geniş ayak parmakları kuma gömülmesini engeller ve bir kar ayakkabısı gibi görev yapar.
Devenin uzun bacakları da gövdesini çöl zemininin yakıcı sıcağından uzak tutar.
Devenin vücudu sık ve sert tüylerle kaplıdır. Bu post, hayvanı hem güneşin yakıcı ışınlarından, hem de güneş battıktan sonra başlayan çöl soğuğundan korur.
Devenin vücudunun belirli bölgelerinde kalın ve koruyucu deri tabakaları vardır. Bu sert tabakalar, deve kızgın kuma oturduğu zaman kumla temas edecek bölgelere yerleştirilmiştir. Bu sayede hayvanın derisi sıcaktan kavrulmaz. Bu sert deri tabakaları zamanla oluşan birer nasır değildir. Deve bunlarla birlikte doğar. Bu özel tasarım, devenin yaratılışındaki mükemmelliği bir kez daha göstermektedir.
Devenin tüm bu özellikleri üzerinde dikkatle düşünülmelidir: Susuzluğa dayanmasını sağlayacak özel sistemleri, açlığa dayanmasını sağlayacak hörgücü, kuma gömülmesini engelleyen ayak yapısı, gözlerini kumdan koruyan şeffaf göz kapakları, kirpikleri, kum fırtınalarına karşı özel tasarıma sahip burnu, dikenleri ve çöl bitkilerini yiyebilmesini sağlayan ağız, diş ve dudak yapısı, her türlü yiyeceği sindirmesini sağlayan sindirim sistemi, kızgın kumdan derisini koruyan özel deri tabakaları, hem sıcaktan hem soğuktan korunmak için tasarlanmış özel kürkü tesadüf eseri olmayıp bu hayvanın akıllı bir tasarımla yaratıldığını gösterir. Böyle bir mucize yaratık da yalnızca Allah'ın eseri olabilir.