- Yine 6. ayetteki " استوى istiva eden" ifadesi ile kastedilen de Allah'tır. Çünkü "İstiva" Allah'ın sıfatlarındandır, meleğin veya kulların sıfatı değildir. "İstiva" mecazen "egemenlik kurdu, kontrolü altına aldı" demektir. Müteşabih olan bu kavram ayette mecaz olarak kullanılmıştır. "İstiva" sözcüğü, aşağıdaki ayetlerden başka, Yunus suresinin 3., Ra'd suresinin 2., Furkan suresinin 59. ve Secde suresinin de 4. ayetinde bu şekilde geçmektedir.
5Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], en büyük taht üzerine egemenlik kurmuştur.
(Ta Ha/ 5)
54Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı evrede oluşturan, sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kuran, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki oluşturma ve sistemler kurup yürütme sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne cömerttir!
(A'râf/ 54)
29O, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için oluşturandır. Sonra da O, semaya egemenlik kurdu; onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi en iyi bilendir.
(Bakara/ 29)
Görüldüğü gibi, ayetlerdeki " استوى istiva" sözcüğü, müteşabih bir anlatımla Allah'ın gücünü ve kuvvetini ifade etmektedir. "İstiva etti" ifadesinden başka, "Gökte olan", "Tahtta oturan", gibi ifadeler mecazi anlamlı olup Kur'an'da Allah'ın gücünü ve kuvvetini anlatmak için kullanılmıştır. Bu müteşabih ifadelerin çoğu o günkü Araplar arasında dolanımda olan ifade kalıplarıdır. Bu nedenle Yüce Allah da kendi muradını Arapların o günkü konuşma ve anlamalarına uygun olan bu deyim ve kalıplarla ifade etmiştir.
Kur'an'da müteşabih ayetlerin varlığını bildiren Âl-i Imran suresinin 7. ve Zümer suresinin 23. ayetleri göz ardı edilip müteşabih ayetlerdeki her ifade zahirî, lâfzî ve hakikat anlamlarıyla dikkate alınırsa, bu, Kur'an'ın ruhuna aykırı bir davranış olur. Meselâ Allah'ın gelmesi, inmesi, yaklaşması, Arş üzerine istiva etmesi, gökte olması, eli olması, yüksek-açık ufukta olması, Âdem ve İblis ile bire bir diyalog kurması, görmesi, işitmesi müteşabih ifadeler olup bunlar ehil kişilerce tevil edilirler.
Müteşabih ifadelerin anlaşılmasını zamana ve ehline bırakmak daha doğru bir davranıştır. Zaman içinde mutlaka her ilimde rasih olanlar çıkar ve bu donanımlı uzmanlar o ayetleri gereği gibi tevil ederler.