Eski ve yeni tüm lügatlara göre " كعبK a b" kök sözcüğü, "tümsek" demektir. İlk kullanımı kaplara suyun dolması; dipten tepeye yükselmesi anlamından gelmiştir. Daha sonra bu bağlamda vücutta veya doğadaki tümsekler, şişkinlikler bu sözcükle ifade edilmiştir. İnsan ve hayvanların "Topuk"larına, tereyağı kütlelerine (topak) ve topukvâri tümseklere ve yumrulara " كعبKa'b" denir. Yüksek, köşeli evlere de Ka'b, Ka'be denir. Yüksekçe ve köşeli bir ev yapıldığında " كعبت kaabtü" derler.
Bunun Kur'an'da tesniye (ikil) hali Maide/6'da " الكعبينKa'beyn (iki topuk)" çoğulun çoğulu hali de Nebe/33'te " كواعبKevaıb (tomurcuklar/ yüksek evler") diye yer alır.
KA'BE الكعبة
" كعبةKa'be" sözcüğü, kalıp olarak "bina-i merre" kalıbında olup "bir defalık yükseklik, tümseklik" anlamındadır.
Mekke'deki Ka'be, vadinin ortasındaki bir tümseğe dört köşeli bir bina halinde yapıldığından adı "Ka'be" olarak konulmuştur. Biraz yükseğe dört köşeli olarak yapılan her binaya Araplar " كعبةKa'be" derler. كعبةKa'be, Haram bölgesinin ortasında yaklaşık 13 metre yüksekliğinde, 12 metre boyunda ve 11 metre genişliğinde taştan yapılmış dört köşe bir binadır.
Kur'ân-ı Kerîm'de Ka'be adı iki defa geçer; Mâide /95, 97 .
Bununla birlikte Kur'an'da Ka'be şu isimlerle de yer almıştır:
Beyt; Bakara /125, 127, 158; Âl-i İmrân /96, 97; Enfâl /35; Hac 26; Kureyş /3), Beytullah, Beytü'l-Atîk; Hac /29, 33, Beytü'l-Harâm: Mâide /2, 97, Beytü'l-Muharrem; İbrâhîm /37, Mescidü'l-Harâm; Bakara /144, 149, 150, Mâide/ 2, Tevbe/ 7, 19, 28, Beytü'l-Ma'mûr; Tûr /4.
Halk arasında ise genellikle "Ka'be" veya " الكعبة المعظمةKâbe-i Muazzama" diye anılır.