"Sağlam, hastalıksız, evrendeki mucizeler karşısında hiçbir şüphesi ve zihinsel sancısı kalmamış, tamamen mutmain olmuş kalp" demektir. Bir başka ifade ile; salih ve temiz, yani akidevî ve ahlâkî noksanlıklardan arınmış, şirk, küfür, şek ve şüpheden, isyan ve itaatsizlikten uzak bir inanç, kanaat demektir.
Bu ayetlerde (Saffat/84- 89) "sekım" ile "selim kalp" karşıt anlamlı olarak gösterilmiştir.
" سقيمSekım", bedene özgü hastalık, illet demektir. Hastalık bedende de olabilir, nefiste [zihinde] de... Nitekim Allah "Onların kalbinde hastalık vardır" (Bakara/10) buyurmuştur. [ (Rağıp el-İsfehani; el Müfredat, "tvd" mad.)]
Birçoğu "sekım" sözcüğünü sadece bedensel hastalık olarak kabul ettiğinden, "hastayım" sözünü rivayetlerle de destekleyerek İbrahim'in yalan söylediği görüşünü ortaya atmıştır. Bu tertibi Buhari "Peygamberler", "Sözleşmeler", ve "Nikâh" bölümlerinde; Müslim ise "Fezail" bölümünde nakletmiştir.
Anlaşılıyor ki, İbrahim'in ayette konu edilen hastalığı, baş ağrısı, diş ağrısı, mide ağrısı, grip ve nezle cinsinden bir hastalık değildir. Üstelik İbrahim (as) klasik eserlerde yer aldığı gibi, "Ben hastayım!" derken yalan da söylememiştir. O gerçekten hastadır; fikir sancısı çekmektedir:
İbrahim peygamber, melekût bilgisi sayesinde Allah'ı tanımış, bu tanıma sürecinde de fikir işkencesi, zihinsel sancılar çekmiştir. Sonunda O'na teslim olmuş, samimi ve sağlam bir gönül ile O'na yönelmişti. O bir hanif idi, gönlünde şirkten hiç eser yoktu.
Dünyanın farklı köşelerinde afak ve enfüsteki ayetlere bakarak fikir işkencesi çekmiş, sonunda da tek Allah inancına [tevhid akidesine] ulaşmış birçok düşünür, edip kimseler çıkmıştır.