"Kalp" sözcüğü "insanın ortası, özü" demektir. Bundan dolayı "yürek"e de "kalp" denmiştir. Araplar, yaşadıkları heyecanlar, üzüntüler vb hislere kalp atışlarının tepki vermesini, kişilik ve duyguların kalp ile bağlantılı unsurlar olduklarını düşündükleri için "yürek"i, düşünce ve tefekkürün merkezi olarak kabullenip zamanla "akıl"a da "kalp" demeye başlamışlardır.
"Akıl"ın "kalp" olarak isimlendirilmesi aslında edebi sanatlardan "mahalliyet mecazı mürseli" yoluyla olmasına rağmen, "akıl" ve "kalp" kelimeleri giderek eş anlamlı isimler olarak görülmüş ve böylece doğru bir temele dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın bu kullanım "kalp" ve "akıl" sözcüklerinin geçtiği diğer dillerde de uygulama alanı bulmuştur. Bu sebepledir ki, Kur'an'da kalp sözcüğü kan pompalayan organ olarak değil, aklın, düşüncenin, tüm zihinsel fonksiyonların merkezi olan "beyin" anlamında kullanılmıştır.