KISSALAR İLE UYARILAR
Geçmişte Nuh'un toplumu, Ad, Semud, Lut'un toplumu, firavun ve ailesi de yalanlamıştı. Elçilere deli, yalancı, küstah dediler, onların elini kolunu bağladılar; her türlü faaliyetlerini engellediler. Sonunda da Allah hepsini helak etti. Bunlar bir ibret olarak tarihte yer aldı. Bunlar, açık açık; kolay anlaşılır biçimde Kur'an'da öğüt ve uyarı olarak bildirildi. Bunların kıssaları, helak oluş nedenleri Kur'an'dan ve tarihi kalıntılardan ayrıntılı olarak öğrenilmelidir. Tarihi olayların analizinin yapılarak dersler çıkarılmalıdır.
Kıssa
" القصةKıssa", "baştaki saçın, koyunun yününün, tırnağın kesilmesi" anlamındaki (Tac ve LİSAN) " ق ص صkasas" fiilinin türevlerindendir. Ki Kısas, makas sözcükleri de buradan gelir. (Kısa, kısaltma sözcüklerinin de Arapçadan Türkçeye geçtiğini sanıyoruz.)
Yalnız bu fiilin anlamı ile "kataa (kesmek)" fiili arasında ince bir fark söz konusudur. "Kassa" fiili, "kesildiği zaman yeniden ortaya çıkan; aynen tekrarlanan şeylerin kesimi" anlamındadır.
İşte bu anlam ekseni itibariyle Kur'an'da Kasas/11, Kehf/64'de "Aynı yoldan geri dönmek" anlamında kullanıldığını görüyoruz.
Kur'an, geçmişte yaşanmış önemli olaylara "kıssa" demiş ve gelecekte de aynı olayların aynıyla yaşanacağına işaret etmiştir. Böylece tarihten ibret ve ders alınmasını istemiştir.
Sözcüğün türevlerinden bir diğeri de "Kısas" sözcüğüdür. "Kısas", ceza hukukunda "ayniyle karşılık verme; ölüme ölüm, yaralamaya yaralama" yani "âdil karşılık" anlamındadır.
KUR'ÂN'DAKİ KISSALARIN YARARLAR
Kur'ân'da yer alan kıssaların üslubundan açıkça anlaşılmaktadır ki, bu kıssalar tarih bilgisi vermek amacıyla değil, öğüt verme amacıyla anlatılmıştır. Kur'ân'daki kıssalar, bizim tespitlerimize göre, öğüdün kendisine fayda vereceği insanlara şu yararları sağlamaktadır:
• Kur'ân'daki kıssalar, eskiden de peygamberlerin gelip geçtiği bilgisini vermek sûretiyle peygamberlerin türedi olmadığını gösterir.
• Kur'ân'daki kıssalar, gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin görevlerinin "tebliğ etmek" ve "öğütte bulunma'tan" ibaret olduğunu öğretir.
• Kur'ân'daki kıssalar, Allah'ın elçilerine daima gönderildikleri toplumun ileri gelenleri [mele']  tarafından karşı çıkıldığı bilgisini verir.
• Kur'ân'daki kıssalar, Peygamberimizin tebliğine karşı çıkıp o'nu engellemek isteyenlere, bu tavırlarının bedelini nasıl ödeyecekleri konusunda geçmişten "bazılarını kendilerinin de bildikleri" örnekler vermek sûretiyle hatırlatma yapar, uyarıda bulunur.
• Kur'ân'daki kıssalar, Peygamberimize ve o'nun yandaşlarına, karşı karşıya bulundukları durumun daha önceki peygamberler ve toplumları arasında meydana gelenlere benzediğini, hatta büyük ölçüde aynı olduğunu bildirmek sûretiyle onlara güven telkin eder, ayrıca Allah'ın elçilerinin daima galip geldiklerini bildirmek sûretiyle onlara azim kazandırır ve onların manevîyatını kuvvetlendirir. 
Kur'ân'dan öğrendiğimize göre, bütün peygamberler bir tek Allah'a kul olmaya, Allah'tan başka ilâh edinmemeye, din gününe inanmaya davet etmişlerdir. Ne var ki, özellikle mal-mülk ve mevki sahibi olanlar onlara karşı çıkmışlar ve tebliğ ettikleri mesajları kabul etmemişlerdir. Elçilerin uyarıları fayda sağlamayınca, Yüce Allah bu inatçı yalanlayıcıları şiddetle cezalandırmıştır: