LEVVAHATÜN لواحة
لواحةLevvahatün sözcüğü de sesteş bir sözcüktür.
"Levvahatün" sözcüğünün kök sözcüğü olan " لوحlevh", tahta demektir. Gemiyi oluşturan tahtaların her birisi bu sözcükle ifade edilir. "Levh" sözcüğü ayrıca "şimşek çakması, parlamak, uzaktan görünme, yakıp kavurma, deriyi siyahlaştırma, susamışlık" anlamlarına da gelmektedir. [ (El Müfredat ve Lisanü'l-Arab; Levh maddeleri)]

Kamer suresi 13. ayette Nuh'un gemisindeki tahtalar için çoğul olarak kullanılmıştır. Sözcük ayrıca "ister ağaç cinsinden isterse başka bir nesneden olsun, üzerine yazı yazılan her şey için de kullanılmıştır. Buruc suresi 22. ayetteki "فى لوح محفوظ Fi levhın mahfuz [korunmuş bir levhadadır]" ifadesinde bu anlamıyla yer almıştır.
Öyleyse "levha" sözcüğü, bu günkü ortama göre, yazı yazılan, bilgi saklanan her şey, levha, tablet, parşömen, tablo; çağdaş araçlardan ise ekran, plâk, teyp bandı, CD, disket veya hard disk gibi üzerine kayıt yapılabilen her türlü araç-gereci ifade edebilir. Sözcüğün "Levvâha" şeklindeki kullanılışı ise isimden türetilerek elde edilen ve mübalağa anlamı kazandırılan etken isim kalıbında bir kelimedir ve "fevkalâde levhalar yapan" anlamına gelir.