NAZAR النظر
Lisanü'l-Arab'a göre " نظرnazar" sözcüğünün anlamı "karşı karşıya gelmek" demektir. Gözle bakılmasa da, görülmese de karşı karşıya bulunmak, "nazar" için yeterlidir. Hatta gözleri görmeyenler de "nazar" edebilirler. Buradan hareketle, bir işi göreceği, bitireceği umulan kimsenin ya da makamın karşısında durmaya, göz bebeğini ona yöneltmeye "nazar" denilir olmuştur. [ (Lisanü'l Arab, "n z r" mad. )]
Nazar aydınlanma arzusudur. Nazır, bir şeyin ortaya çıkmasını arzu eden kişi demektir. Aynı zamanda eşyanın durumlarına ilişkin fikir ve iyice, etraflıca düşünmedir.. Nazar ancak meçhul olan bir şeyin bilinmesi hakkında geçerlidir.[ El furuku fillugati; EBU HİLAL EL ASKERİ]
Bir konu hakkında derin düşünceye, incelemeye; teori üretmeye de NAZARİYE (Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, teori) denir.
Lisanü'l-Arab'a göre " نظرnazar" sözcüğünün anlamı "karşı karşıya gelmek" demektir. Gözle bakılmasa, görülmese de karşı karşıya bulunmak, "nazar" için yeterlidir. Hatta gözleri görmeyenler de "nazar" edebilirler. Buradan hareketle, bir işi göreceği, bitireceği umulan kimsenin ya da makamın karşısında durmaya, göz bebeğini ona yöneltmeye "nazar" denilir olmuştur. [ (Lisanü'l Arab, "n z r" mad. )]
Şu hâlde, Rabbe nazar etmenin, Allah'a gözle bakmakla ve Allah'ı görmekle alâkası yoktur. Dolayısıyla Kelâm ilmindeki "رئيةاللّه Rü'yetüllah [Allah'ın görülmesi]" bahsinin de burada konu edilmesinin bir yararı bulunmamaktadır.
Bu bilgiler ışığı altında ayetlere dönecek olursak, "nazar" sözcüğünün "bir kimsenin karşısında beklemek, kapısı önünde durmak" şeklindeki anlam içeriği dolayısıyla ayetlerden "inançlı insanların ölüm anlarında Rabblerinin huzurunda nimetler umarak, aydınlık yüzlerle bekledikleri, yani Allah'a aydınlık yüzlerle nazar ettikleri" anlamı çıkmaktadır.