Ni'met sözcüğünün lügat anlamı "Mal, bolluk ve iyi hal içinde olmak", demektir. (Tac ve Lisan)
Pratikte ve Kur'an'daki kullanımlarını dikkate aldığımızda nimeti "insanı mutlu eden değerler" olarak ifade edebiliriz. Bunlar, mal, mülk, sağlık, selamet, ilim, iyilikler, akıl, zeka, rızık, hayırlı evlat, hayırlı eş ve en önemlisi de din ve imandır.
Kur'an'da "nimet" kelimesi ve "nimet"le aynı kökten gelen kelimeler yüz elliye yakın yerde geçmektedir.
İnsanların sahip olduğu nimetlerin hepsi ( dolaylı ve direkt sahip olunanlar) Allah'tandır.
53Ve iyilik olarak sahip olduğunuz ne varsa, işte Allah'tandır. Sonra size bir zarar dokunduğunda, hemen yalnız O'na sığınırsınız. Nahl/53)
29O, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için oluşturandır. Sonra da O, semaya egemenlik kurdu; onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi en iyi bilendir. Bakara/29)
32-34Allah, gökleri ve yeri oluşturan, gökten su indirip de onunla size rızık olarak çeşitli meyveler çıkarandır. Ve Allah, emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi/ sizin yararlanacağınız özelliklerde yarattı, ırmakları da emrinize verdi. Sürekli olarak dönüş hâlinde olan güneşi ve ayı da emrinize verdi/ onları da yararlanacağınız özelliklerde yarattı. Geceyi ve gündüzü de sizin emrinize verdi. Ve O, Kendisinden istediğiniz her şeyden size verdi. Allah'ın nimetini saymak isterseniz de sayamazsınız! Şüphesiz insan kesinlikle çok yanlış; kendi zararına iş yapan, çok iyilikbilmez biridir. (İbrâhim/34).
Bu nimetlerin birçoğu Nahl suresinde (5-18, 53, 65-72, 78-83, 114, 121) sayılıp dökülür.
İnsanlar da birbirlerini nimetlendirirler. Allah'ın insanlara bahşettiği en büyük nimet HAYAT ve DİN nimetidir.
28Siz, nasıl küfredersiniz; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini nasıl bilerek reddedersiniz? Oysa siz, ölüler idiniz de sizlere O hayat verdi. Sonra O, sizleri öldürecek, sonra canlandıracaktır. Sonra da Kendisine döndürüleceksiniz. (Bakara/28)
Fâtiha suresinde anılan bu nimet:
Fatiha'daki konu edilen nimet; İslam dini; hidayet, iman, sırat-ı müstekım ve bunların sağladığı ebedî hayattaki mutluluktur.
103Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca sarılın/Allah'ın ipi ile korunun, ayrılmayın ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz, birbirinize düşmanlar idiniz de, Allah, kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz, O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye alâmetlerini/ göstergelerini sizin için böyle ortaya koyar. (Âl'i İmrân/103)
Mâide/3'te, Allah'ın insanlara olan nimetlerinin tamamlanması, İslâm dininin onlara gönderilmesi ve tamamlaması olarak açıklanmıştır:
……. Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak da İslâm'a razı oldum. ….(Maide/3)
53Bu, şüphesiz bir toplum, kendinde olanı değiştirinceye kadar, Allah'ın, o topluma nimet olarak bağışladığını değiştirici olmayışı ve şüphesiz Allah'ın en iyi işiten, en iyi bilen olması nedeniyledir. (Enfâl/53)
83Onlar, Allah'ın nimetini bilirler, sonra onu tanınmaz hâle getirirler. Onların çoğu kâfirlerdir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerdir. (Nahl /83)
Kur'an'da kendilerine nimet verildiği bildirilenlerin başında peygamberler gelir: (Neml /19, Kasas 17, Zuhruf /59, Meryem /41-58).
Peygamberlerden başka kendilerine bu tarz nimet verilenler sıddîklar, şehidler ve sâlihlerlerdir:
69Kim de Allah'a ve Elçi'ye itaat ederse artık onlar, Allah'ın, peygamberlerden, dosdoğru kimselerden, şehitlerden ve sâlihlerden kendilerine nimet verdiği kişilerle beraberdir. Ve bunlar arkadaş olarak ne güzeldir! 70Bu, Allah'tan bir armağandır. En iyi bilen olarak Allah yeter. (Nisâ 4/69)