SAVAŞ
Türkçemizdeki "Savaş" sözcüğü, Arapçadaki " قتالKıtal", " جهادcihad" ve " حرب harb, محاربةmuharebe" sözcüklerinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin anlamları farklı farklı olduğundan İslam dinindeki "savaş" sözcüğü yanlış anlaşılmaktadır.
" حربHarb" sözcüğü, lügatlerde " نقيض السلمnakızus silm; olumsuzluklardan uzaklığın karşıtı" diye tanımlanır. (Lisanü'l Arab " حربhrb" maddesi) Yine lügatlerde noktalı خha (hı) harfiyle yazılan " خربharb" sözcüğü de " نقيض العمران Nakızu'l Umran: yapımının karşıtı; yıkım" olarak tanımlanır. (Lisanü'l Arab " خرب hrb" mad.) Türkçemizdeki "harab, harabe, tahrip" sözcükleri, sözcüğün öz anlamıyla dilimize gelmiş sözcüklerdir. Demek oluyor ki bu iki sözcükte anlam yakınlığı vardır.
"Savaş" sözcüğü, "harb", "muharebe" sözcüklerinin karşılığı olarak değerlendirilmesi doğru değildir; "harb" ve "muharebe" sözcüklerinin asıl anlamında ölme ve öldürme yoktur.
"Harb" sözcüğünün, "nakızus silm; olumsuzluklardan uzaklığın karşıtı" anlamını açarsak, bunun "tüm olumlu şeyleri olumsuz hale getirmek" demek olduğu anlaşılır. Burada ifade edilen, sağlam yapıların bozulması, insanların morallerinin bozulmasından tutun da mallarının mülklerinin talan edilmesi, ekinlerinin, meyve ağaçlarının, ormanların imha edilmesi, insanların sakat bırakılması, rencide edilmesi, esir alınması, hapsedilmesi, sakat bırakılması, gibi binlerce olumsuzluğu saymak mümkündür.
Bu durumda " محاربmuharib", denince "bozum yapacak; bir yeri yakıp yıkacak, bütünlüğünü, sağlamlığını her hangi bir girişimle bozacak, barışı ortadan kaldıracak kişi" anlaşılır. Görüldüğü üzere bunda ölme veya öldürme olması şart değildir.
Kur'anda " ح ر بharb" kökenli sözcükler on bir kez yer alır. Bunlardan dört tanesi " محرابmihrab", bir tanesi " محاريبmehâriyb" bir tanesi " حاربhârebe", bir tanesi " يحاربونyüharibune, dört tanesi de " حربharb" şeklindedir. Bu sözcüklerin geçtiği âyetlere bakıldığı zaman, bu bozma, yakıp yıkıp harap etme işinin müşrik ve münafıklara özgü bir eylem olduğu görülecektir. Burada sadece Bakara 279'da Ribacıların (emeksiz, risksiz, yatırımsız para kazananların) Allah ve Elçisi tarafından bozuma, yıkıma uğratılacağı tehdidi yer almaktadır.

" جهادCihad" sözcüğü de Müslümanlar arasında yanlış kabullenilerek "ölme ve öldürme" anlamına çekilmiştir. Biz daha evvel "Cihad'ı" şöyle açıklamıştık:
"Cihad"; "Allah tarafından kullarına verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri Allah yolunda kullanmak, yani Kur'an'ı anlama, anlatma, yaşama ve tanıtıp yayma için kuvvet harcamak" demektir ve bu da bilgi, beden ve mal ile yapılır. Bu ibadet münferiden yapıldığı gibi kurumsal olarak da yapılabilir.
" قتالKıtâl" sözcüğü, işteşlik ifade eden bir sözcük kalıbı olup, "kişilerin karşılıklı birbirini öldürmesi anlamındadır. Yani "Mukâtil (savaşa çıkan kimse)", "ölmeyi ve öldürmeyi göze almış kimse" demektir. Bizim burada üzerinde duracağımız "Savaş" da " قتالkıtal, مقاتلةmukâtele (öldürme- ölme)" sözcüğünün karşılığı olan gerçek savaştır.
Kur'an baştan sona incelendiğinde İslam dininin amacının, insan hayatının değeri ve onun mutluluğu olduğu açıkça görülecektir. Zaten İslam sözcüğünün anlamı da "İnsanları ve toplumları her türlü olumsuzluktan uzaklaştırıp her yönde mükemmele ulaştırmak" demektir.