Rabbimiz Bakara 185'te mü'minlere Ramazan ayını oruçlu geçirmeleri görevini verirken, bu görevin kolaylıkla yapılamayacağını bildirip mü'minlere bu görevi, " … Kim de hasta veya sefer üzerinde ise diğer günlerden sayısıncadır. Allah, size kolaylık diler, size zorluk dilemez. Bu kolaylık, Allah'ın koruması altına girmeniz ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diyedir" buyurmak suretiyle hafifletmektedir, kolaylık getirmiştir.

"Ayetteki "sefer üzerinde olmak" tabirini ise tahlil etmede yarar görüyoruz. Zira bu tabirin yanlış anlaşıldığı ve yanlış uygulandığı kanaatini taşıyoruz.
"S-f-r", sözcüğü ile ilgili kadim lügatlardan Tacü'l Arus ve Lisanü'l Arab'da şu açıklamayı görüyoruz:
"Evi süpüren kişiye "sefere beytehü (evini süpürdü)" denir. Rüzgârın bulutları parçalamasına, dağıtmasına; yerdeki tozları, yaprakları dağıtmasına, sürüklemesine "sefr" denir.
"sefer", "hazar'ın (yerleşik düzenin, meydanda, ortada bulunmanın)" karşıtıdır. Bu duruma, bu ismin verilmesi, bu işin gelişli- gidişli oluşundandır." (Lisanü'l Arab, Tacü'l Arus; s-f-r mad)
Bu açıklamalardaki iki noktayı; "süpürme" eylemindeki, "ileri-geri hareket"i ve "sefer"in tanımındaki "geliş-gidiş" gerekçesini dikkate aldığımızda kesin olarak sözcüğün anlamının, "hareketli iş" demek olduğu anlaşılacaktır.
Sözcüğün orijinal anlamını tespit ettikten sonra bu anlamı Kur'an kapsamında da kullanmak zorundayız.
Kur'an'a baktığımızda; Rabbimizin, kullarına çekemeyecekleri yükleri yüklemediğini, onlarca ayette görmekteyiz. Ayrıca Müzzemmil/20'de de, yanlış anlamalardan oluşan ağır yüklerin hafifletilmesi; kolaylaştırılması talimatı bulunmaktadır:
20Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin gecenin üçte-ikisinden daha azını, yarısını, üçte-birini ayakta geçirmekte olduğunu biliyor. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyledir. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlar. Sizin bu işi kolaylıkla yapamayacağınızı bildi de sizin için bu görevi hafifletti. O hâlde Kur'ân'dan kolay geleni öğrenin-öğretin! Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O hâlde ondan kolay geleni öğrenin-öğretin! Salât'ı [mâli ve zihinsel destek; toplumu aydınlatma kurumlarını] kurun/ayakta tutun, zekat'ı verin! Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin! Hiç kuşkusuz Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.
(Müzzemmil/20)
Görüldüğü üzere Müzzemmil/20'de "hastalık" ifadesi açıkça, "sefer üzerine bulunmak" ifedesi ise "…Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi…." şeklinde yer almıştır.
Bu genellemeleri günümüz şartlarına uyguladığımız zaman, "sefer üzerinde bulunmak" tabiri ile; "çiftçilikle, esnaflıkla, tüccarlıkla, eğitim öğrenimle (öğretmen- öğrenci), askerlikle uğraşanlar ve beden gücüyle çalışanların" kastedildiğini anlayabiliriz.
Buradan hareketle diyebiliriz ki: Rabbimiz, oruçta da kesinlikle işlerin aksamasını, kulların zorlanmasını istememekte, buna razı olmamaktadır. Zaten orucun amacının, Bakara/183 ve 185'te açıkça gösterildiği üzere "takvaya ulaştırmak" olması sebebiyle, zorda, darda olan bir kimsenin, bu sorunları ortadan kalkmadıkça, sadece oruç tutmak suretiyle bilinçli olarak takvaya ulaşması da düşünülemez.
Açıkladığımız âyetle ilgili olarak, mealci ve tefsirciler tarafından görmezden gelinen teknik bir özelliğe dikkat çekmek istiyoruz: Ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir şeklinde çevirdiğimiz 185. âyetin son cümlesi, و[ve] bağlacı ile başlamakta ve ikinci gerekçe zikredilmektedir.
Anlaşıldığı kadarıyla burada hazf vardır. Yani, birinci gerekçe zikredilmeyip و [vav/ve] bağlacıyla bunun varlığına işaret edilmiş ve kelam ikinci gerekçe ile devam etmiştir. Aynı uygulama, En'âm/105; Ahkâf/19; Yûsuf/21, 52 ve Bakara/259'da da bulunmaktadır.
Pasajdan anlaşıldığına göre âyetteki hazf şöyle takdir edilebilir: "(Bu kolaylık, takvâlı davranmanız) ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir."
Âyetin son cümlesinde, orucun, oruç tutulamayan gün sayısınca kaza edilerek tamamlanması istenmektedir.