"سفرة Seferah" sözcüğü, "سافر sâfir" sözcüğünün çoğuludur. Bu sözcüğün kökü olan "سفر s-f-r" fiili, farklı okunuşlarıyla "yazmak, keşfetmek, açıklama yapmak, yola çıkmak, süpürmek, elçi yollamak gibi değişik manalara gelebilir. Sefir [elçi], iki ülke arasındaki sorunları süpüren kişi demektir. [ (Lisanü'l Arab, "s f r" mad. )]
Konu akışına göre buradaki anlamı "yazıcılar" demektir. Nitekim Cuma suresinin 5. ayetinde " اسفار esfar" sözcüğü "kitaplar" anlamında kullanılmıştır. Bu ayetteki "seferah [yazıcılar]" ile kastedilen de Kur'an'ı yazan ilk vahiy kâtipleridir.
Henüz kâğıdın olmadığı o dönemde peygamberimiz kendisine inen ayetleri, okuma yazması olan sahabeye, bez parçaları, enli kürek kemikleri, deve kaburga kemikleri, hurma dalları, ince beyaz taşlar ve hayvan derisi gibi malzemelerin üzerine yazdırmış ve vahyi yazan bu kâtiplerin sayısı ilerleyen yıllarda 40'a kadar ulaşmıştır. Mekke'de ilk vahiy kâtipliğini Abdullah b. Sa'd b. Ebi Sarh, Medine'de ise Ubey b. Ka'b yapmıştır. Ondan sonra bu görev Zeyd b. Sabit'e verilmiş ve onun tarafından devam ettirilmiştir.
Peygamberimizin vahiy kâtipliğini yapan diğer kişiler şunlardır: Ebu Bekir, Ömer b. el-Hattab, Ali b. Ebi Talib, Osman b. Affan, Amr b. el-As, Şurahbil b. Hasene, Muğire b. Şu'be, Muaz b. Cebel, Hanzele b. er-Rebi', Cehm b. es-Salt, Huseyn en-Nemerî, Zubeyr b. el-Avvâm, Amir b. Fuheyre, Ebân b. Said, Abdulah b. Erkâm, Said b. Kays, Abdullah b. Zeyd, Halid b. Velid, Alâ b. el-Hadremî, Abdullah b. Revâha, Huzeyfe b. el-Yemân, Muhammed b. el-Mesmele vs. [ [İbn Hacer el-Askalanî, Fethu'l-Barî bi Şerhi Sahihi'i-Buharî, Bulak 1300, IX,18; Ahmed b. Ebi Ya kub, Tarihu Ya'kûbî, Necef, 1385, II, 64].]