Sözcüğün kökü " حh رr فf"tir. " حرفHarf" ise sözlükte "yönelmek, merkezden meyletmek, olması gereken yerden sapmak" demektir. (LÜGATLAR)
Kuran'da " على حرفala harfin" şeklinde yer alır: 22/11
" تحريفTahrif", " حرفhrf" kökünün türevlerinden (tef'ıyl babından mastar) olup, "harfleştirme" demektir. Ki bu kelime "merkezden meylettirmek, olması gereken yerden saptırmak" demektir. Yani "yapısını bozmak; kelime, paragraf, pasaj bütünlüğünü bozmak ve metni anlaşılmaz hale veya yanlış anlaşılır şekle sokmak" demektir.
" التحريفTahrif" genelde kutsal kitapların metninin veya anlamının bozulması; aslının bozulması anlamında kullanılan bir sözcük olarak bilinir. Bunun nedeni Kur'an'da Yahudi ve Hıristiyanların kendi kutsal metinlerini kasıtlı şekilde değiştirmeleri veya yanlış yorumlamaları bildirilmesidir.
Kur'an'da tahrif bağlamında " تبديلtebdil" (Bakara 59, 181, Araf 162, Feth/15), " ليوlevy (dili eğip bükmek) Al-i Imran/ 78)", " كتمانkitmân (gizlemek Bakara/ 33, 42, 146, 159, 174)" ifadeleri de yer almaktadır. Ayrıca Allah'ın ayetlerinin terki ve ticaretinin yapılması da bu bağlamda değerlendirilmiştir.
Konuya ait ayetler:
~Peki siz, onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysaki onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmına kulak verirler, sonra, onu iyice anladıktan sonra, bile bile onu değiştirip bozarlar (Tahrif).Bakara/75
~Yahudileşmişlerden bir kısmı kelimelerin yerlerini/ öz anlamlarını değiştirirler (tahrif), dillerini eğerek-bükerek (leyy)ve dine saldırarak Peygamber'e karşı, "İşittik ve karşı geldik/iyice sarıldık", "Dinle, dinlemez olası", "raina" [güdüşelim, bizim çobanımız] derler. Eğer onlar, "İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet" deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha sağlam/doğru olacaktı; fakat bile bile gerçeği kabul etmemeleri sebebiyle Allah, onları dışlayıp gözden çıkarmıştır. Artık pek az inanırlar.Nisa/ 46
~Sonra da sözlerini bozmaları sebebiyle onları dışladık ve kalplerine katılık koyduk. Onlar kelimeyi/ sözcüğü yerlerinden/ öz anlamlarından değiştirirler (tahrif). Öğütlendiklerinin önemli bir bölümünü de terk ettiler. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen, onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever. [Mâide/13]
~Ey Elçi! Kalpleri iman etmediği hâlde ağızlarıyla "İnandık" diyen kimseler ve Yahudileşmişlerden, durmadan yalana kulak veren ve sana gelmeyen kimseler için dinleyen/ casusluk eden, küfür; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddediş içinde koşuşan şu kimseler seni üzmesin. Onlar, kelimeyi yerlerinden kaydırıp değiştirirler (tahrif). "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah, bir kimseyi dinden çıkma ateşine düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve âhirette onlara çok büyük bir azap vardır.[Mâide/41]

Bu ayetlerdeki " مواضعmevazıı" sözcüğü, "bulunduğu yerler" anlamında olduğu gibi aynı zamanda "vaz'ı anlamları (öz anlamları)" anlamındadır. Bu durumda, kelimenin, paragrafın, pasajın bütünlüğünü bozmak anlamında olduğu gibi "sözcüklerin öz anlamlarının bozulması" da tahriftir. Nisâ/ 46 ve Mâide/13. âyeti bunun örneğidir.
Tertilsizlik
Kasem cümleleri
pasajlar
Öz anlama Örnek
Salat,
Secde,
Rüku
Hılaf,
Salb

~Bunun üzerine o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler, sözü, kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle değiştirdiler (Tebdil). Biz de yapmış oldukları hak yoldan çıkış karşılığında o şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimselerin üstüne gökten bir azap indirdik.[Bakara /59]
~Sonra onların içinden bir kısım yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar, sözü, kendilerine söylenenden başka söze değiştirdiler (tebdil). Biz de yanlış; kendi zararlarına iş yaptıklarından dolayı üzerlerine gökten bir ceza gönderiverdik.[A'râf /162]
~Şüphesiz indirdiğimiz açık delilleri ve doğru yol kılavuzunu, Biz, kitapta insanlara apaçık gösterdikten sonra gizleyen (Kitman) kimseler; işte onlar; onları Allah ve dışlayanlar, dışlayıp gözden çıkarır. Ancak günahtan dönüş yapan ve düzeltenler ve açık delilleri ve doğru yol kılavuzunu açıkça ortaya koyanlar başkadır. İşte onlar, Ben onların tevbelerini kabul ederim. Ve Ben tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı veren, çokça merhamet edenim.[Bakara /159-160]

Âyetlerde geçen tahrif ve diğer ilgili ifadelerde şimdiki zamanın (muzâri) kullanılmış olması bu eylemlerin Resûlullah'ın döneminde de yapıldığını gösterir. Ama bu tahrif, metinde değil yorumdadır. Çünkü dönemin yahudileri ellerindeki kitabı mukaddesi İbrânîce'sinden okur ve Arapça olarak tefsir ediyorlardı. Kitabı mukaddes ise Rasülüllah'tan asırlar önce hazırlanmıştı.
Kitab-ı mukaddes'te, Kur'anın onayladığı bazı ibare ve bölümler mevcuttur. Kur'an'da bunlar "müsadikan lima beyne yedeyhi veya Musaddikan maaküm " diye yer alır.
Bu noktaya şu ayetlerde işaret edilir:
Al-i Imran, 2, 3, 50, 81, Nisa/ 47, En'âm/ 92, Bakara/ 41, 89, 91, 97, 101, Maide/ 43,46, 47, 48, Fatır/ 36, Ahkaf/ 30.
Ayetlerdeki " بين يديهkendisinin iki eli arasındakiler" ifadesi ile kastedilen daha önce indirilmiş kitaplardaki Kur'an'da yer alan kısımlardır. Bu demektir ki eldeki Kitab-ı mukaddess'in hepsi Allah'ın gönderdiği değildir. Bir kısmı ehlikitap bilginlerince yazılmış bir kısmı da tahrif edilmiş; anlaşıldığına göre bir kısmı hala mevcuttur. O mevcut olanları da Kur'an doğrulamaktadır.
İsa peygamber de Kitab-ı mukaddes'in bir bölümünü tasdik ederken, tahrifatı da silmekteydi. Bunları da Saff/ 6 ve Al-i Imran/ 45, 46, 48- 51'de görmekteyiz.
Müslümanlar, tahrifi neden fark etmediler?
Algı operasyonu, Hazırlık safhası, beyin yıkama teknikleri…
Kitaplardaki, gereksiz binlerce şey ile ilgili FAZİLET bildirgeleri….
İçkiye alıştırma
Bu ineği sakın satmayın!
Haşlanan Kurbağa Sendromu
Değişimin dirençle karşılaşacağı durumlarda değişim ajanlarının başvurduğu tekniklerden biride "Haşlanan Kurbağa Sendromu"dur. Haşlanan Kurbağa sendromunu sizlere şu şekilde açıklayayım; Bir kurbağayı kaynar suyun içine atarsanız kendini hemen dışarı atar.Ancak, aynı kurbağayı ılık suyun içine koyarsanız ve korkutmazsanız öylece kımıldamadan duracaktır. Suyu alttan yavaş yavaş ısıtırsanız sıcaklık yükselirken kurbağa hiçbir şey yapmaz tersine keyif de alır. Yükselen sıcaklıkta kurbağa gittikçe daha çok sersemleyecektir, ta ki toptan dışarı çıkacak hali kalmayıncaya kadar. Kaçmak için hiçbir engel kalmadığı halde dışarı kaçmaz, haşlanıp pişer. Çünkü kurbağanın sinir sistemi ani değişikliklere programlanmıştır, yavaş, tedrici değişimlere değil.
Aslında değişime hızla olumlu yanıt verememenin nedeni, birçok sistemin tepki mekanizmasının ani değişimlere göre programlanmış olmasıdır. Kültürel değişim, toplum mühendisliği gibi stratejik değişim programlarında yukarıdaki nedenden dolayı değişimi fark edemezsiniz çünkü değişim zamana yayılmıştır. Taktik düzenlemeleri günlük rutin faaliyetler sanırsınız. İşte hem örgütlerin, hem de toplumların hayatta kalmalarına birincil tehditler, ani olaylardan değil, yavaş ve tedrici gelişen süreçlerden oluşmaktadır. Tedrici değişimleri görmeyi öğrenemeyenler kurbağanın kaderinden kaçamazlar.
YouTube da Haşlanan Kurbağa Sendromu Videosunu İzlemek için: Boiling Frog Syndrome