"Bir yerde dolaşmak" demek olan tavaf ile, "orayı ziyarete gelen ve orada dolaşıp duran kimseler" kastedilmiştir. Bu kimseler, orada cereyan eden aktiviteleri izleyerek gittikleri yerlerde Beytullâh'ın tanınmasına vesile olacaklardır. Kur'ân'da, "Ka'beyi tavaf" diye bir ifade yer almaz.
Bakara/158'de "Buralarda dolaşmasında kendisine bir sakınca yoktur" diye Safa ve Merve tepelerinde dolaşmaktan bahsedilir. Ayetin ifadesinden anlaşıldığına göre, üzerlerinde şirk koşulması/kirletilmesi sebebiyle mü'minler, Safâ ve Merve tepelerinde dolaşmanın sakıncalı olduğunu düşünmüş olmalılar ki âyette, buralarda dolaşmalarında bir sakınca olmadığı, buraların da diğerleri gibi Allah'ın alametleri olduğu ifade edilmiştir.
Buradan, kilise ve havra gibi geçmişi kirli olan yerlerin, temizlendikten sonra mescid ve okul yapılmasında, oralarda dolaşılmasında sakınca olmadığı anlaşılıyor.
Bu âyetle ilgili olarak şu hususa da dikkat edilmelidir: Âyette, oralarda tavaf etmede buyurulmaktadır. Tavaf, yukarıda da dediğimiz gibi "dolaşmak"; yani "bu tepelerde dolaşmak" demektir. Ne var ki Kur'ân'daki sözcüğün anlamı değiştirilerek, "iki tepe arasında yürümek, koşmak" şeklinde, uzun zamandır uygulanıp duran bir ritüel ortaya çıkarılmıştır.