" تجلّىTecelli" sözcüğü "ortaya çıkmak, görünmek" demektir. Sözcüğün kaynağı, Arapların "celevtü'l-arûse [gelini açığa çıkardım]" tabiridir. Bu sözcük ayrıca "üzerindeki pası giderilerek ortaya çıkarılan kılıç" için de kullanılır. [ (Lisanü'l-Arab; c.2, s.188,189 Celâ mad.)] "Tecelli" sözcüğünün mastarı olan " جلاءcila" sözcüğü Türkçeye de aynı anlamla geçmiştir.
Allah'ın Musa peygambere dağın parçalanışını göstermesindeki sebep, fizikî yapı olarak bir insanla mukayese edilmeyecek derecede sert olan kayaların bile Allah'ın tecellisi hâlinde ne duruma geleceğini göstermektir. Nitekim bu gösteriden sonra Musa peygamber "Seni tenzih ederim, sana döndüm (tövbe ettim) ve ben inananların ilkiyim" demek suretiyle Allah'ın görülemeyeceğine ilk inananın kendisi olduğunu beyan etmiştir. Yoksa Musa peygamberin "inananların ilkiyim" ifadesi, "Allah'ın varlığına inananların ilkiyim" anlamında değildir. Çünkü Musa peygamberin inancı o anda gördükleriyle oluşmamıştır ve o eskiden beri Allah'a inanmaktadır.
Bu olaydan daha sonra İsrailoğulları da Allah'ı görmek istemişlerdir:
55Hani bir zamanlar da siz, "Ey Mûsâ! Biz, Allah'ı açıkça görmedikçe sana asla inanmayacağız" demiştiniz de bunun üzerine siz bakıp dururken sizi yıldırım çarpıvermişti.
(Bakara/ 55)