7. âyette geçen " افقUfuk" sözcüğü, "yeryüzünün etrafından ve felekin çevresinde açıkta olan, görülebilen yerler; görüş alanı" demektir. Çoğulu "âfâk" gelir. Sözcüğün ismi fail kalıbı " آفقâfik", "cömertlikte, bilgide, güzel konuşmada ve tüm iyi şeylerde ve tüm erdemlerde zirveye ulaşmış kişi" demektir. (Tac, Lisan)
TDK ise ufku şöyle özetler: "Çevren, göz erimi. "ufkunu genişletmek görüş alanını genişletmek, daha geniş, daha fazla bilgi ve görüş edinmek."
Türkçemizde de "ufku dar", ufku geniş" deyimleri vardır. Ve bu deyim kişilerde kullanıldığında "derin bilgi, ileri görüş sahibi kişi" demektir.
الْاَعْلٰىۜ
" افقUfuk" sözcüğü, " الأعلىA'la" sıfatıyla geldiğinden "en yüce ufuk" anlamındadır. Dünyadaki ufuklar bu nitelikte değildir. Cümle içinde de " O, en yüce ufka sahiptir" denilmiştir. Bu, sözcüğün " آفقâfik" kalıbının anlamı olup cümlenin anlamı "O, cömertlikte, bilgide, güzel konuşmada ve tüm iyi şeylerde ve tüm erdemlerde en zirveye ulaşmış Zat'tır" demek olur. Bu nitelikler de sadece Allah'a ait olan niteliklerdir. Burada da Tekvir/23'te olduğu gibi Mecaz-i Mürsel olarak bir mahalden (yerden) bahsedilmeyip halden (nitelikten bahsedilmektedir.) Aksi halde Allah'a mekan isnadı yapılmış olur.
Tekvir/23. âyetteki " بالافق المبينbil ufuk'ıl mübiyn" ifadesi cümle de hal makamında (durum zarfı) olup, Rasülüllah'ın vahy anındaki durumunu ifade etmektedir. Burada Mecaz-i Mürsel olarak bir mahalden (yerden) bahsedilmeyip halden (nitelikten bahsedilmektedir.) Aksi halde Allah'a mekan isnadı yapılmış olur.