Çoğulu الامم[ümem] olan الامّة[ümmet] sözcüğü, ümm, ümmî, emam, imâm, âmmîn, teyemmüm sözcükleri gibi emm sözcüğünden türemiştir. Emm sözcüğü "kasdetmek, amaçlamak" demek olduğu için gerek ümmet sözcüğünde ve gerekse sözcüğün diğer türevlerinde –Türkçe'deki kullanımına uymasa da– "kasdetmek" anlamı mevcuttur. [Lisanü'l Arab, "emm" mad. )]
Türediği kök sözcüğün anlamına uygun olarak ümmet sözcüğünün kastetmek, amaçlamak anlamında kullanılışını Mâide (Mâide/2) sûresi'nde görmek mümkündür:
Ümmet (ya da immet) sözcüğünün ilk anlamı "yol" demektir. Ancak bu "yol" karada, denizde, havada gidilen hakikî manada yol değil, amaçlanmış, hedef olarak belirlenmiş mecâzî anlamda yoldur. Zaman içerisinde "ana, yol, din, cemaat, familya, nesil, boy, zaman" kavramları da bu sözcükle ifade edilir olmuştur. [ Lisanü'l Arab, "ümmet" mad. )] Araplar, askerlerin arkasından yürüdükleri bir çeşit bayrak olan flâmaya da el-emm derler.
Ümmet sözcüğü terim olarak "kendi irâdeleriyle veya bir zorunluluk neticesinde aynı zamanda aynı yerde bulunan; iyi ya da kötü aynı inanca sahip olan; aynı amacı gütme neticesinde bir arada yaşayan insan topluluğu" demektir. [(el İsfehani; el Müfredat, ümmet mad.)
] Çoğulu olan ümem sözcüğü ile birlikte Kur'ân'da 64 yerde geçmektedir. Ayrıca Kur'ân'da değişik kalıplarda olan ama aynı kökten (emm kökünden) gelen yüzlerce sözcük mevcuttur. Bu sözcüklerin hepsi de "kasdetmek, amaçlamak" anlamı eksenindedir.
Rabbimiz Kur'ân'da ümmet hakkında açıklamalarda bulunmuştur:
Âl-i İmrân/104, 110, 113, A'râf/181.
Rabbimiz insanların önceleri tek bir ümmet olduğunu bildirmiştir:
(Bakara/213)
Bu âyette Yüce Allah, kendilerine uyarıcı gelmeden önce, küfür yolunda iken tüm insanların tek bir ümmet olduklarını bildirmektedir. Bu hükümden küfür yolundaki insanların da bir ümmet oldukları sonucu çıkmaktadır.