Peygamberimizin doğup büyüdüğü, elçilik görevine başladığı ve bunu bir müddet sürdürdüğü şehir olan Mekke, " امّ القرىÜmmü'l-Kura [şehirlerin anası, anakent]" olarak nitelenmiştir ki, zaten Mekke'nin bir ismi "Ümmü'l Kura"dır ve peygamberimiz de bu sebeple " الامّىّel Ümmi"dir [anakentli; Mekkelidir].
Mekke'ye "şehirlerin anası" denmesinin gerekçesi İbrahim peygambere kadar uzanmaktadır. Çünkü o tarihlerden beri Mekke, çevre kentlerle birlikte bakıldığında, çocuklarını etrafında toplamış bir ana görüntüsü içinde olmuştur. Bunun sebebi ise müminlerin hacc ibadetlerini Mekke'de yapıyor olmalarıdır. Böyle dinî bir toplanma merkezi olması dolayısıyla Mekke sadece ticaret ve ulaşımda değil, bilim ve sanatta da çok gelişmiş ve çevredeki kentlerin anası hâline gelmiştir.
Ayette uyarı alanı olarak Mekke'nin çevresinin de zikredilmesi, Kur'an'ın inişinin ve Muhammed (as)'in peygamberliğinin yalnız Arap toplumuna ve onların yaşadıkları yerlere münhasır olmadığını, tüm insanlara ve tüm dünyaya yönelik olduğunu göstermektedir:
28Ve Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik, velâkin insanların çoğu bilmiyorlar.
 (Sebe'/28)
158De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülkü Kendisinin olan, Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah'ın, size, hepinize gönderdiği elçiyim. O hâlde kılavuzlandığınız doğru yolu bulmanız için Allah'a ve O'nun sözlerine iman eden, Ümmî; Anakentli; Mekkeli Peygamber olan Elçisi'ne iman edin ve o'na uyun."
(A'raf/158)
19De ki: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Ve sizi ve ulaşan herkesi kendisiyle uyarayım diye bana bu Kur'ân vahyolundu. Allah'la beraber gerçekten başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten tanıklık eder misiniz?" De ki: "Ben etmem." De ki: "O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve kesinlikle ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım."
(En'am/19)