Aynı kökten (vkl) türemiş olan "vekâlet", "vekil" ve "tevekkül" sözcüklerinin hepsi Türkçeleşmiş olup, "vekil" ve "vekâlet" sözcükleri, hukuk ve siyaset alanında çok önemli kavramları ifade etmektedirler.
"Vekâlet"; "bir kimsenin, işini görmesi için bir başkasını kendi yerine bırakması veya bir başka kişiye yetki vermesi", "vekil" de; "bir kimsenin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı ya da yetki verdiği kişi" demektir.Bu tanımlardan hareketle "tevekkül" sözcüğü de; "bir kimsenin işi bir başkasına bırakması" anlamına gelmektedir ama sözcük genellikle "işi Allah'a bırakmak" anlamında yaygınlaşmıştır.
"Vekil" ve "tevekkül" sözcükleri hem sözcük hem de terim olarak İslâm dininde önemli bir yer tutmaktadır. Fakat Kur'an'daki "vekil" ve "tevekkül" sözcüklerinin anlamları ile bu sözcüklerin sosyal yaşamda ifade ettiği anlamlar arasında bir benzerlik bulunmamaktadır. Çünkü sosyal yaşamda bir avukata, bir siyasî temsilciye ve yürütme meclisindeki bir "bakan"a da vekil denmesine karşılık, Kur'an'da "Vekil" sözcüğü Allah'ın isimlerinden birisi olarak geçmekte ve Yüce Allah, sadece kendisinin "Vekil" tutulmasını, inananların sadece kendisine tevekkül etmesini istemektedir.
İşte bu sebeple, sözcüklerin gerçek anlamlarının araştırılması ve öğrenilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Arapça sözcüklerin anlamları hakkında kaynak olarak kullandığımız Lisan ül Arab'taki "vekil" sözcüğü ile ilgili uzun açıklamalar özetlenecek olursa, sözcüğün gerçek anlamı şudur:
Ferra: "Vekil"; "Rabb ve Kâfi (yeten)" demektir.
İbn ül Enbari: "Vekil"; "Hafız (koruyan)" demektir.
İbn-i İshak: Allah'ın sıfatı olan "Vekil"; "yarattıklarının varlıklarını sürdüren"
demektir.
Bazıları için de "Vekil"; "rızklara kefil olan" demektir.
Tespitlere göre "Vekil" sözcüğü ilk kez "Rabb" anlamında kullanılmış olup, "Vekil" sözcüğünü bir şiirinde "Rabb" anlamında kullanan kişi Ebu el Hesim adlı şairdir. Bu tespit "Vekil" sözcüğünün en eskiye ait bulgusudur.El Hesim şiirinde, devenin karnındaki ceninin hâlden hâle geçmesini, onun değişimini, gelişimini doğuma kadar olan tüm aşamalarını yapan gücü "vekil" olarak ifade etmiştir. Dolayısıyla "Vekil" sözcüğünde ele alınacak esas anlam budur. (Lisan ül Arab; c:9, s:392-393)
Öyleyse "vekil"; "canlı cansız tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan" demektir. Bu tanımda "rızk verme, koruma ve kefil olma" anlamları da mevcuttur.
Konumuz olan sözcüklerin türediği "vkl" sözcüğü Kur'an'da, türevleri ile birlikte toplam 70 kez geçmektedir. Bunlardan 24 tanesi "Vekil" sözcüğü olup, diğerleri; "tevekkül et / ediniz", "tevekkül ettim", "tevekkül ettik", "tevekkül ederiz", "tevekkül ederler / etsinler" ve "tevekkül edenler" şekillerindedir.Yukarıda da söylediğimiz gibi, gerçek Vekil sadece Allah'tır. Nitekim birçok ayette Allah elçisine "Sen onlara vekil değilsin" demiş, peygambere de "Ben size vekil değilim" demesini emretmiştir:
Bu konuda ayrıca, Âl-i Imran; 173, En'âm; 66, 102, 106, 107, Hud; 12, Yunus; 108, Yusuf; 66, Kasas; 28, Zümer; 41, 62, Şûra; 6, Nisa; 81, 109, 132, 171, İsra; 2, 3, 54, 65, 68, Furkan; 43, Ahzab; 3, 48, Müzzemmil; 9'a da bakılabilir.

Velâyet:
ولاية - velâyet sözcüğü de, "arada bir şey bulunmadan bitişiklik, yakın olma, yan yana olma ve yaklaşma" demek olup yer, niyet, zaman, din gibi faktörlere bağlı kalmaksızın arkadaşlıkta ve yardımda tam bir yakınlığı ifade eder.