Bu ifade Türkçemizde "sağdan yaklaşma" olarak kullanılmaktadır. Anlamı "ahlâkî olarak yararlı bir tavsiyede bulunuyor görünmek" demektir.
Ayetin geçtiği pasaj dikkate alındığında, bu sözü söyleyen cehennemliklerin, muhataplarına şöyle demek istedikleri anlaşılmaktadır:
"Siz bize hak yoldan geldiniz. Bizi en çok değer verdiğimiz şeylerle kandırdınız. Allah'ı, Peygamberi, dini, imanı, ahlâkı malzeme yaparak bizi aldatıp müşrik duruma düşürdünüz. Demek ki, Allah ve Peygamber hakkında yalanlar düzmüşsünüz. Biz de size güvenmiştik."
Muhatapları olan ileri gelenlerin de cehennemliklerin bu ithamlarına "Bilakis, siz müminler olmamıştınız. Bizim size karşı bir gücümüz de yoktu. Bilakissiz azmış bir kavimdiniz. Onun için üzerimize Rabbimizin Söz'ü hak oldu. Şüphesiz biz tadıcılarız. Sonra biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz kışkırtıcılar idik" diye karşılık verdikleri ve suçlamaları kabul etmedikleri görülmektedir.
Düşmanın "sağdan" gelerek yaklaşması bize Araf suresinde geçen şu sahneyi hatırlatmalıdır:
16,17İblis, "Öyleyse, beni azgınlığa itmene karşılık, andolsun ki ben, onlar için Senin dosdoğru yoluna oturacağım, sonra yine andolsun ki onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve Sen, çoklarını kendilerine verilen nimetlerin karşılığını ödeyenler bulmayacaksın" dedi. (A'raf/16, 17)
Bu ayetten anlaşılacağı üzere, düşmanın insanı aldatmak için kullanacağı zemin, "Allah'ın dosdoğru yolu"dur. Yani, Allah, peygamber, ahlak gibi yüce değerlerdir. Düşmanlar, bu değerleri kullanarak insanı Allah ile yani Allah'ı malzeme yaparak, O'nun adına yalan, iftira düzerek aldatırlar.
Ayette konu edilen "Hak Söz" de Rabbimizin müşrikler, münafıklar, inkarcılar için aldığı "Bütün insanlar ve cinlerden [herkesten] cehennemi elbette tamamen dolduracağım" ilke kararıdır. (Secde/13, Sad/84, 85)
"Rabbimizin Sözünün Hakk olması" konusu Kaf Suresi'nde işlendiğinden, ilgili bölümün oradan okunmasını öneriyoruz.
Üçüncü sahnenin de verilmesiyle, başta belirttiğimiz üç sahne de tahlil edilmiş olmaktadır. Cehennemdeki bu tartışma sahneleri değişik surelerde de tekrarlanmıştır: Mü'min/47, 48, Sebe/31- 33.