ظهار [zıhâr], "bir sırtın diğer bir sırta benzetilmesi"dir. Terim olarak ise, "helâl olan bir sırtı, haram olan bir sırta benzetmek"tir. Meselâ, bir kimsenin hanımına, "Sen, benim için annemin sırtı gibisin" demesi, bir zıhâr olup karıyı kocaya haram kılar. Erkeğin hanımına, "Sen, benim için kızımın, kız kardeşimin, halamın, teyzemin… sırtı gibisin" demesi, hatta sırt dışındaki uzuvlar ile bir benzetme yapması da zıhâr sayılır.
Âyetteki, Ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız [zıhârda bulunduğunuz] eşlerinizi de sizin anneleriniz kılmadı ifadesiyle, Arap câhilî örfündeki bir uygulama ortadan kaldırılmaktadır. Arap örfüne göre bir adam, karısının herhangi bir davranışına kızdığı zaman, ona, "Sen bana anamın sırtı gibisin" derdi. Bunun üzerine aralarındaki aile bağları kopmasa bile helâl kabul edilmezdi. Ancak tam anlamıyla boşanmış da sayılmadığı için kadın, başka bir yol seçemezdi. Kadın çileye mahkum olur giderdi. Buna Mücâdele sûresi'nde de değinilmiştir:
1Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah kesinlikle işitmiştir. Allah, ikinizin konuşmasını da işitir. Şüphesiz Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.
2Sizden, kadınlarınıza Zıhar yapan kimseler; zıhar yapılan kadınlar, kendilerinin anaları değildir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Ve şüphesiz onlar, sözden çirkin olanı ve yalanı söylüyorlar. Ve şüphesiz Allah, çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
3Ve kadınlarına zıhar yapıp sonra da söylediklerinden dönenlerin, birbiriyle temastan/ilişkiden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte siz, bununla öğütleniyorsunuz. Allah, yaptıklarınızdan çok iyi haberi olandır.
4Artık, kim ki bu imkânı bulamazsa, cinsel birleşme yapmalarından önce, hemen aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır. Artık kim ki güç yetiremedi, altmış miskini doyurmalıdır. Bu, Allah'a ve Elçisi'ne inanmanız içindir. Ve bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler için de çok acıklı bir azap vardır.
(Mücâdele/1-4)
Böylesine berbat bir câhilî uygulama olan "îlâ", Allah tarafından (bkz. Bakara/226) uygulamadan kaldırılmıştır. [ Tebyînu'l-Kur'ân; c. ????.]