“Zann” sözcüğü; “racih itikat (tercih edilen inanç, kanaat” demektir. Bu kanaat, bilgisizlikten kaynaklanan şekk, kuşku, sanı olabileceği gibi, “yakin”e, yani kesin bilgiye de dayanabilir. Dolayısıyla “zann” sözcüğü birbirinin zıddı olan bu her iki anlamda da kullanılabilir. Fakat sözcük, Türkçe’ye olumsuz anlamı ile geçmiştir ve sadece “sanı” olarak kullanılmaktadır. Bu sebeple, Arapça metinlerin, özellikle de Kur’an ayetlerinin anlaşılmasında ve Türkçe’ye çevrilmesinde yanlışlıklar ortaya çıkmaktadır. “Zann” sözcüğünden kaynaklanan hatalara düşmemek için ise, sözcüğün hangi ayette hangi anlama geldiğinin bilinmesi gerekmektedir.
“Zann” sözcüğünün Kur’an’da nerede hangi manada olduğunu anlayabilmek için iki kriter mevcuttur:
Birinci kritere göre, sözcüğün içinde yer aldığı cümlenin övgü cümlesi mi, yoksa yergi cümlesi mi olduğuna bakılır. Eğer cümle, anlam bakımından övgü cümlesi ise “zann” sözcüğü “yakin” anlamında; yergi cümlesi ise “şekk, sanı” anlamında kullanılmış demektir.
İkinci kritere göre, sözcükten sonra “en-i müşeddede” edatının mı, yoksa “en-i muhaffefe” edatının mı geldiğine bakılır. Eğer cümlede “zann” sözcüğünü “en-i müşeddede” edatı olan “inne, enne” takip ediyorsa “zann” sözcüğü “yakin” anlamında, “en-i muhaffefe” edatı olan “in, en” takip ediyorsa “şekk, sanı” anlamında kullanılmış demektir. Çünkü, “inne, enne” tekit edatıdır ve “sanı”nın ise tekidi yapılmaz. (Zerkeşi, el Bürhan, c: 4, s: 156, 157; Süyutî, el İtkan, c: 1, s: 512, 513)
Kur’an’da geçen “zann” sözcükleri bu kriterlere göre tasnif edilecek olursa, şu tablo ortaya çıkmaktadır:
– Sözcüğün “yakin” anlamında olduğu ayetler:
Yunus; 22, 24, Yusuf; 42, 110, Sad; 24, Kıyamet; 28, Hakka; 20, Fussılet; 22, 50, A’râf; 171, Kehf; 53, Kasas; 38, 39, İsra; 102, Mümin; 37, A’râf; 66, Muttaffifin; 4, Bakara; 46, 249.
– Sözcüğün “şekk (sanı)” anlamında olduğu ayetler:
Enbiya; 87, İnşikak; 14, Bakara; 78, 230, Fussılet; 23, 48, 50, Fetih; 6, 12, Cinn; 5, 7, 12, Tövbe; 118, Kehf; 35, 36, İsra; 52, 101, Sebe; 20, Kıyamet; 25, Ahzab; 10, Casiye; 24, 32, Şuara; 186, Hud; 27, Hacc; 15, Nur; 12, Âl-i Imran; 154, Nisa; 157, En’âm; 116, 148, Yunus; 36, 60, 66, Sad; 27, Hucurat; 12, Necm; 23, 28, Saffat; 87.
Haşr suresinin 2. ayetindeki birinci “zann” sözcüğü “sanı” anlamında, ikinci “zann” sözcüğü ise “yakin” anlamındadır.
Hakkı Yılmaz