ط Ta (9), ه Ha (5),
Sûrenin birinci Âyeti, daha evvel "Kesik Harfler" olarak ifade ettiğimiz bu iki harften oluşmuştur. Tek başlarına herhangi bir anlamları bulunmayan bu harfler, Kur'ân'ın indiği ve Araplar arasında henüz rakamların kullanılmayıp sayıların harflerle ifade edildiği dönemde 9 [dokuz] ve 5 [beş] sayılarını temsil etmekteydi. Kesik harflerle başlayan önceki sûrelerde de açıkladığımız gibi, biz bu harflerin ya Kur'ân'ın maddî yapısı bakımından önemli birer unsûr ya da uyarı niteliği taşıyan ifadeler olduklarını düşünüyoruz. Bu harfler, tam olarak ne anlama geldiklerini ortaya koyacak Kur'ân erlerini beklemektedir.
ط - tâ ve ه - hâ harfleri ile ilgili olarak geçmişte birçok açıklamalar yapılmış ve denmiştir ki:
• Bunlar Allah'ın güzel isimlerinden birer isimdir.
• Peygamberin adıdır.
• Tâ harfi cennetteki "Tuba ağacı'nı", hâ harfi de هاوية - hâviye'yi [cehennemi] temsil eder.
• "Ey insan!" demektir
• وطا - vetâ filinin emir kipidir ve "bas oraya" anlamına gelir. [Kurtubi, el-Câmiu liahkami'l Kur'ân; Râzi, Mefatihu'l-Gayb; Zemahşeri, Keşşâf]
Ancak bu görüşler arasında üzerinde durulmaya değer tek açıklama Tâ-Hâ ifadesinin "Ey insan" demek olduğu şeklindeki görüştür. Çünkü klâsik kaynaklarda Habeş Uk kabilesi ve Süryani dillerinde Tâ-Hâ ifadesinin "ey insan" anlamına geldiği yolunda dil araştırmacılarının yaptığı bazı tespitler yer almaktadır. Ancak Kur'ân'da yabancı dillerden gelen ve Arapçalaşmış yüzlerce sözcük bulunmasına rağmen Tâ-Hâ ifadesinin bu anlamı taşıması mümkün değildir. Zira yapılan tespitler, Kur'ân indiği dönemde bu sözcüğün henüz Arapçalaşmamış olduğu yönündedir. Kur'ân'ın da "Arapça indirildiği" bildirildiğine göre, Kur'ân'ın içinde Arapçalaşmamış bir sözcüğün bulunduğu söz konusu edilemez. Dolayısıyla, Tâ-Hâ ifadesi ile ilgili olarak bugüne kadar yapılmış olan açıklamalar, itibar edilmeyecek, gerçeklerden uzak yakıştırmalardır.
Sûrenin birinci Âyeti, daha evvel "Kesik Harfler" olarak ifade ettiğimiz bu iki harften oluşmuştur. Tek başlarına herhangi bir anlamları bulunmayan bu harfler, Kur'ân'ın indiği ve Araplar arasında henüz rakamların kullanılmayıp sayıların harflerle ifade edildiği dönemde 9 [dokuz] ve 5 [beş] sayılarını temsil etmekteydi. Kesik harflerle başlayan önceki sûrelerde de açıkladığımız gibi, biz bu harflerin ya Kur'ân'ın maddî yapısı bakımından önemli birer unsûr ya da uyarı niteliği taşıyan ifadeler olduklarını düşünüyoruz. Bu harfler, tam olarak ne anlama geldiklerini ortaya koyacak Kur'ân erlerini beklemektedir.
ط - tâ ve ه - hâ harfleri ile ilgili olarak geçmişte birçok açıklamalar yapılmış ve denmiştir ki:
• Bunlar Allah'ın güzel isimlerinden birer isimdir.
• Peygamberin adıdır.
• Tâ harfi cennetteki "Tuba ağacı'nı", hâ harfi de هاوية - hâviye'yi [cehennemi] temsil eder.
• "Ey insan!" demektir
• وطا - vetâ filinin emir kipidir ve "bas oraya" anlamına gelir. [Kurtubi, el-Câmiu liahkami'l Kur'ân; Râzi, Mefatihu'l-Gayb; Zemahşeri, Keşşâf]
Ancak bu görüşler arasında üzerinde durulmaya değer tek açıklama Tâ-Hâ ifadesinin "Ey insan" demek olduğu şeklindeki görüştür. Çünkü klâsik kaynaklarda Habeş Uk kabilesi ve Süryani dillerinde Tâ-Hâ ifadesinin "ey insan" anlamına geldiği yolunda dil araştırmacılarının yaptığı bazı tespitler yer almaktadır. Ancak Kur'ân'da yabancı dillerden gelen ve Arapçalaşmış yüzlerce sözcük bulunmasına rağmen Tâ-Hâ ifadesinin bu anlamı taşıması mümkün değildir. Zira yapılan tespitler, Kur'ân indiği dönemde bu sözcüğün henüz Arapçalaşmamış olduğu yönündedir. Kur'ân'ın da "Arapça indirildiği" bildirildiğine göre, Kur'ân'ın içinde Arapçalaşmamış bir sözcüğün bulunduğu söz konusu edilemez. Dolayısıyla, Tâ-Hâ ifadesi ile ilgili olarak bugüne kadar yapılmış olan açıklamalar, itibar edilmeyecek, gerçeklerden uzak yakıştırmalardır.