Ey uyarı görevi yapan kullar!
Düşündüğünüz gibi değil; bu kentte yaşayan insanların tümünü, ilk insandan bu yana üremiş gelmiş insanların tümünü kanıt gösteririm ki Biz, insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık. Siz de bu insanlardan birisiniz; siz de sıkıntı içinde olacaksınız.
(35/90, Beled/1-4)
-58-
Ey insanlar sizi uyarıyorum. Uyarıcıların uyarısına karşı çıkan kimse kendisine karşı kimse asla güç yetiremez mi sanıyor;
“Ben, yığın yığın mal heder ettim” diyor! O, kimsenin kendisini asla görmediğini mi sanıyor?
Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?
Ve Biz ona belirgin iki yolu gösterdik.
Fakat o, o sarp yokuşa saldırmadı.
Ve o sarp yokuşun ne olduğunu sana ne bildirdi?
Köleyi özgürleştirmektir veya salgın bir kıtlık gününde yakında bulunan bir yetime veya topraklara düşmüş; sürünen yoksula, işsize yemek yedirmektir. Sonra da iman edip de sabrı tavsiyeleşenlerden ve merhameti tavsiyeleşenlerden olmaktır.
İşte bunlar, mutluluk, yüksek mertebe sahipleridir.
Âyetlerimizi örtbas edenler de uğursuzluk-şomluk yâranının ta kendileridir. Üzerlerinde kapıları sımsıkı kapatılmış bir ateş vardır.
(35/90, Beled/5-20)