-10-

Ey toplumu uyarma ve aydınlatma birikimine sahip olup da evine kapanan kişiler! Bulunduğunuz yerlerde en uygun ve etkili olacak zamanlarda kalkın; toplumu uyarın, aydınlatın. Toplumu uyarmada, aydınlatmada temel kaynağınız olan Kur’ân’ı da tebliğ ederken düzgünce düzene koyun! 
Rabbinizin adını anın ve tüm benliğinizle O’na yönelin; bu hizmetinizde ücret, alkış ve minnet beklemeyin! O, doğunun ve batının Rabbidir. O’ndan başka, tanrı diye bir şey yoktur. Bu nedenle O’nu “tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan Vekil” olarak tanıyın! İnkarcıların, yalanlayıcıların söylediklerine/söyleyeceklerine de sabredin. Ve onlardan güzel bir ayrılışla ayrılın, Beni ve o nimet sahibi yalanlayıcıları başbaşa bırakın! Birazcık süre tanıyın onlara. 
(3/73, Müzzemmil/1-11)
-11-

Kesinlikle Bizim yanımızda bukağılar ve cehennem var. Boğazdan zor geçen bir yiyecek, can yakıcı bir azap var. O günde ki; yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür.
(3/73, Müzzemmil/12-14)
-12-

Şüphesiz Biz, Firavun’a bir elçi gönderdiğimiz gibi, size, üstünüze tanık olan bir elçi gönderdik. Ama Firavun elçiye isyan etti de Biz de onu korkunç bir tutuşla tutuverdik. Buna rağmen eğer Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini örterseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o günden nasıl korunacaksınız? Gök bile o günün şiddeti ile parçalanır. O’nun yerine getirmek için verdiği söz gerçekleşmiştir. Şüphesiz ki yukarıda anlatılanlar, Kur’ân bir öğüt vericidir/düşündürücüdür. Onun için, dileyen Rabbine doğru bir yol edinir.
(3/73, Müzzemmil/15-19)
-13-

Ey toplumu aydınlatma ve uyarı görevinde bulunanlar! Çalışmanızda düzenli ve ölçülü olun, kendinizi yıpratmayın. Rabbiniz, sizin bu işi kolaylıkla yapamayacağınızı bildi de sizin için bu görevi hafifletti. O hâlde Kur’ân’dan kolay geleni öğrenin-öğretin! Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah’ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını; sizin kendinize özgü işlerinizin de olacağını bildi. O hâlde ondan kolay geleni öğrenin-öğretin! Salât’ı [mâli ve zihinsel sosyal destek kurumlarını] kurun/ayakta tutun, zekat’ı verin! Güzel bir ödünçle Allah’a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan af dileyin! Hiç kuşkusuz Allah çok affedici, çok merhamet edicidir. 
(3/73, Müzzemmil/20)