Şüphesiz ki bu Kur’ân, insanları en doğru ve en sağlam şeye; rüşde kılavuzlar ve düzeltmeye yönelik işler yapan mü’minlere kendileri için kesinlikle ve kesinlikle büyük bir ecir olduğunu ve âhirete inanmayan kişiler için Bizim can yakıcı bir azap hazırladığımızı müjdeler.

(50/17, İsra/9-10)

Bu sûreye adını veren ve pasajın eksenini de oluşturan  بقرة[bakara] sözcüğünün kökü, “yarmak, fethetmek ve genişletmek” anlamına gelen  ب ق ر[b-q-r] köküdür. Baqar, cins isim olup evcili ve vahşisi, erkeği ve dişisiyle cinse dahil olan tüm hayvanların adıdır, ki biz buna “sığır” diyoruz. Bu sözcük, “ıyal” [aile; aile efradı ve malıyla mülküyle] anlamındadır.[1]

Sığıra, genellikle toprağı sürmek sûretiyle yeri yarıp toprağı altüst ettiğinden dolayı “baqara” denildiği kabul edilir. Biz ise bu sığıra, sahiplerini zenginleştirdiğinden ve genişlettiğinden dolayı “baqara” denildiği kanaatindeyiz.

Bakara/ suresindeki “Baqara” ise bizzat Allah tarafından zenginliğin, kapitalizmin göstergesi olan “altın” olarak te’vil edilmiştir.

 

[1]              Lisânu’l-Arab; c. 1, s. 470-472.